Türkiye'de son 20 yılda benzin kullanan otomobil sayısı hızla azalırken, dizel ve LPG'li araç sayısında ciddi bir artış yaşandı. Benzinli araçlar, geçen yıl yüzde 28,7 seviyesine gerileyerek tahtını dizel ve LPG'li araçlara kaptırdı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2023'te trafiğe kayıtlı otomobillerin yüzde 35,6'sını dizel, yüzde 33,5'ini LPG yüzde 28,7'sini benzin ve yüzde 2'sini elektrikli ve hibrit yakıt türüne sahip araçlar oluşturdu.
Dizel otomobillerin trafikteki oranında son 20 yılda önemli artış görüldü. Söz konusu oran 2004'te yüzde 4,7 iken geçen yıl yüzde 35,6'ya ulaştı. Dizel otomobil sayısı 2004'te 252 bin 629 olarak kayıtlara geçmişti. Geçen yıl sonu itibarıyla bu miktar 5 milyon 425 bin 652 olarak kaydedildi.
Trafikteki benzinli otomobillerin sayısı son 20 yılda az da olsa artış gösterdi. Bu dönemde benzinli araç sayısı yüzde 7,4 yükselerek 4 milyon 62 bin 486'dan 4 milyon 362 bin 975'e çıktı.
Bu dönemde LPG'li araçların oranı 14,7'den yüzde 33,5'e yükseldi. Trafikteki benzinli otomobillerin sayısı da 20 yıl önce 793 bin 81 iken geçen sene 5 milyon 94 bin 751'e yükseldi.
Elektrikli ve hibrit araçların sayısı ise söz konusu dönemde düzenli artarak trafikteki oranını sıfırdan yüzde 2'ye çıkardı. Bu türdeki araçların sayısı kullanılmaya başlandığı 2011'de 47 iken, geçen yıl sonu itibarıyla 302 bin 371'e ulaştı.
Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu (MASFED) Başkanı Aydın Erkoç, yaptığı değerlendirmede, trafiğe kayıtlı dizel ve LPG'li otomobillerin oranının benzinli araçların önüne geçmesinin temel sebeplerinden birinin bu tip yakıt türünü kullanan otomobillerin benzinli otomobillere göre daha az yakıt tüketmesi olduğunu söyledi.
LPG'li araçların litre fiyatlarının düşük olması sebebiyle kullanıcılar tarafından daha çok tercih edildiğini belirten Erkoç, "Dizelin litre fiyatı benzinle aynı olduğu halde tercih edilmesinin sebebi de dizel yakıtın litre başına enerji üretiminin benzine göre daha fazla olmasıdır. Ayrıca dizel araçlar benzinli araçlara oranla yüksek tork değerine ulaşabilirler. Bu da düşük devirlerde güçlü çalışmalarını sağlar." diye konuştu.
Erkoç, benzinli ve dizel araçlar arasındaki bir diğer farkın da güvenli sürüş deneyimi olduğunu ifade ederek, "Dizel motorlu araçlarda yangın riski benzinli araçlara göre daha düşük olduğu için trafikte can güvenliği konusunda da tercih sebebi olmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca, dizel yakıt türünü kullanan araçların benzinli araçlara göre daha çevre dostu olduğunu aktaran Erkoç, "Aynı miktar yakıtla yüzde 20'ye varan bir oranla daha fazla enerji üretebilmeleri karbon ayak izini büyük ölçüde azaltıyor ve daha az karbondioksit üretimine sebep oluyor. Bu da dizel araçları benzinli araçlara göre doğaya karşı daha duyarlı yapıyor. Ayrıca ikinci el satış fiyatlarını da değerlendirdiğimiz zaman dizel motorlu araçların muadili olan benzinli araçlara göre daha yüksek fiyatlara satıldığını söyleyebiliriz." dedi.
Erkoç, elektrikli araç kullanımında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ciddi bir artış ivmesi olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Dünyaca ünlü otomobil firmaları içten yanmalı motor üretimini azaltacağını duyururken, elektrikli araç çeşitliliği de artıyor. Elektrikli araçların sessiz ve çevre dostu olması, şarj istasyonlarının çoğalıyor olması da bu araçların tercih edilmesinde önemli bir sebep oluyor."
TRT Haber: