Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, intermodal taşımacılık bağlantısını geliştirmenin yolunun teknolojiyi benimsemekten, uluslararası işbirliğini teşvik etmekten ve sürdürülebilirliğe öncelik vermekten geçtiğini söyledi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Ulaştırma Dostlar Grubu'nun Birinci Bakanlar Toplantısı'na video konferans yöntemiyle katıldı.
İntermodal taşımacılığın önemine işaret eden Uraloğlu, ulaşım modları arasında kesintisiz bağlantılar oluşturmanın taşıma süreleri ile olumsuz çevresel etkileri azaltabileceğini ve maliyetleri düşürebileceğini dile getirdi.
Bakan Uraloğlu, Türkiye'nin kendisini Avrupa, Asya ve Orta Doğu'yu birbirine bağlayan önemli bir lojistik merkez olarak konumlandırarak ulaştırma altyapısını geliştirme konusunda önemli ilerlemeler kaydettiğine dikkati çekti.
Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni, köprüleri, tünelleri ve otoyolları örnek gösteren Uraloğlu, 2002'den bu yana aktif havalimanı sayısını 26'dan 57'ye çıkardıklarını, dış hatlarda 130 ülkede 346 noktaya uçuş gerçekleştirilebildiğini anlattı.
Uraloğlu, bu projelerin yalnızca daha fazla yolcu akışı ve kargo hacmini kolaylaştırmakla kalmadığını aynı zamanda çevresel açıdan sürdürülebilir ulaşım çözümlerinin önemini de ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye'nin yüksek hızlı demir yolu projelerine yaptığı yatırımın multimodal ve intermodal taşımacılık gelişmelerine öncülük etme konusundaki kararlılığı açısından önemini vurgulayan Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Tüm bu gelişmeler ulaşım verimliliğini artırmaya, karbon ayak izini azaltmaya ve ekonomik büyümeyi teşvik etmeye yönelik daha geniş bir stratejiyi de yansıtıyor. Türkiye'nin kaydettiği gelişmelere baktığımızda intermodal taşımacılık bağlantısını geliştirmenin yolunun teknolojiyi benimsemekten, uluslararası işbirliğini teşvik etmekten ve sürdürülebilirliğe öncelik vermekten geçtiği açıkça görülüyor."
Uraloğlu, özellikle elektrikli araçların benimsenmesi, toplu taşıma sistemlerinin geliştirilmesi, bisiklet ve yaya altyapısının genişletilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ulaşım ağına entegrasyonunun önemine değinerek, Türkiye'nin "elektrikli mobilite" konusunda önemli yatırımlar başlattığına dikkati çekti.
Bu girişimin otomotiv endüstrisinin sürdürülebilir üretim uygulamalarına geçişini de teşvik ettiğini vurgulayan Uraloğlu, şunları kaydetti:
"Küresel sürdürülebilirlik çabaları değerlendirildiğinde uluslararası işbirliği, özellikle ulaştırma ve transit koridorların geliştirilmesinde bir mihenk taşı olarak ortaya çıkıyor. Bu noktada ulaştırma ve transit koridorları yalnızca malların ve insanların geçişini sağlayan kanallar değil aynı zamanda ekonomileri ve kültürleri ve toplulukları birbirine bağlayan yaşam çizgileridir."
Uraloğlu, bu koridorları hayata geçirmenin ve bunlara işlerlik kazandırmanın işbirliği ve ortak vizyona dayanan kolektif bir yaklaşımı gerektirdiğini dile getirdi.
Kamu-özel ortaklıklarının ulaştırma ve altyapı projelerinin finansmanı, geliştirilmesi ve yönetilmesi için güçlü bir mekanizma olduğunu belirten Uraloğlu, dünyayı Türkiye'ye bağlayan birçok dev ulaştırma yatırımının bu modelle hayata geçirildiğini bildirdi.
Uraloğlu, bu modelle kamu kaynağı kullanılmadan özel sektör imkanları ve finansmanıyla yatırımların çok daha kısa sürede gerçekleşmesini sağladıklarına işaret etti.
Türkiye'nin uluslararası barış ve güvenliğin korunması, sürdürülebilir kalkınmanın desteklenmesi ve insan haklarının güvence altına alınması gibi BM'nin birçok görevinin yerine getirilmesinde şimdiye kadar önemli rol oynadığına dikkati çeken Uraloğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Hem herkes için güvenli, uygun, maliyetli, erişilebilir ve sürdürülebilir ulaşım sistemlerini desteklemek hem de sürdürülebilir ekonomik büyüme, sosyal refahın iyileştirilmesi ve ülkeler arasında uluslararası işbirliği ve ticareti teşvik etmek için bir platform görevi gören 'Dostlar Grubu'na Türkiye olarak gereken desteği sağlamaya hazırız."
Sabah: